top of page
  • Youtube
  • Facebook
  • Twitter
  • Instagram

MEFİS'in Öyküsü

Ayaş Söyleşileri'nden Mersin Fikir Söyleşileri'ne

“Sorgulanmamış hayat yaşamaya değmez”  SOKRATES 
“Düşünmek ısrar etmektir” Elias Canetti “Kitle ve İktidar”


Paranın iktidar olduğu, piyasanın tanrısallaştığı, her şeyin alınıp satıldığı, pazara sunulduğu, metalaştırıldığı bir dünyada arka plan ideolojisi olan yeni sağın neoliberal paradigmasının kültürel, iktisadi, sosyal, siyasal boyutlarını görmeden analiz etmeden o büyük ütopyaya ulaşmak mümkün mü? Sosyal devletin tasfiye edildiği, devletin işlevinin minimalleştiği, temsili demokrasi/parlamenter sistemin krizinin yaşandığı, sağ/sol kavramlarının sona geldiği söylemlerinin dillendirildiği, kavramların içinin boşaltıldığı, teknolojik devrim hızlandığı bir çağda, dünyayı tanımak ve değiştirme, dönüştürme iddiasında olan solun/devrimcilerin var olan paradigmaları her boyutu ile sorgulamak, eleştirel gözle bakması gerekmez mi?  Yaşadığımız dünyanın, ülkenin, bölgenin, içinde yaşadığımız hayatın analizini yapmadan, solun/devrimcilerin dünyayı tanıma, değiştirme ve dönüştürme idealinin pratik bir karşılığı var mı dır? O zaman bu ideolojik paradigmaya karşı bizimde aklı, bilgiyi, sol değerleri, emeği öne çıkartmak için kritik soru ne yapmalı? nasıl yapmalı? olmalı.
 
Diyalektiğin temel kuralı sentez tartışmadan doğar. Çorbada tuzumuz olsun istedik “AYAŞ SÖYLEŞİLERİ” ile. Büyük şairimizin dediği gibi gideni ve gelmekte olanı anlamamız gerek. Elbette teori her şey değildir. Kişi teoriyi kendine dert edinmeli ki, pratik bir şeyler yapabilsin. Eğer niyet samimiyse, karınca kararınca, az veya çok, teorik veya pratik yapılan her çaba kıymetlidir, değerlidir. Tüm parti ve örgütlerde örgüt içi demokratik kanalların işletilmediği, mikro güç odaklarının siyasi yapıları teslim aldığı, bireyin kendini ifade etme kanallarının ortadan kaldırıldığı siyasi yapıların aynılaştığı süreçlerden  geçiyoruz. Böyle bir atmosferde çok sıradan doğruları bile savunmanın güç olduğu, ideoloji politik anlamda fikri kabızlığın yaşandığı bu dönemde bilimsel doğruları savunabilmek, ilkeli bir solcu olarak ayakta kalabilmek, sol/sosyal demokrat/ sosyalist düşünceye helal gelmemesi için titizlenmek, yeni ufuk açıcı tartışmalara dahil olabilmek yaşamsal önemdedir.

30 Ağustos 2019.  Ayaş Söyleşilerinin ilk doğum sancılarının doğduğu yer olan, Özcan abinin (Özcan Yılmaz) açtığı Mihrican Kır kütüphanesinde bir grup arkadaşla sohbet ediyoruz.

 

Teorik, stratejik, taktiksel olarak farklılıklarımız, ezber jargonlarımız olsa da netameli konuları, az bilinen, doğru bilinmeyen konular da tartışmalar yürütebilir miyiz? Bir düşünce mutfağı oluşturabilir miyiz? Çarpıtılan tarihsel gerçeklerin üzerine bilgi ile gidebilir miyiz? Günlük kısır politik tartışmalarının dışında, nitelikli içerikli beyin fırtınası yürütebilir miyiz? Mersin entelektüel mutfağına bizim de bir katkımız olur mu? Bilmediklerimiz üzerinden farkındalık yaratabilir miyiz? Türkiye’nin temel sorunlarını tartışabilir,  konuşabilir miyiz? İdeolojik farklılıklarımıza rağmen yan yana durabilir, düşüncelerimizi özgürce ifade ettiğimiz, duygudaşlı sosyal ortamlar yaratabilir miyiz? Amacımız birbirimizi ikna etmeye çalışmadan kavram, olay ve olgular üzerinden bilgi temelli tartışmalar yürütebilir miyiz? Bilginin teknolojinin, kopyalandığı, depolandığı, dönüştürüldüğü, metalaştırıldığı bir çağda “evrensel eğitimli kişi” aydın insan modeline katkı sunabilir miyiz? Bu soruları sormakla başladı Ayaş Söyleşileri. Düş kurmakla başlardı her şey…Amacımız güncel siyasi polemiklerin/ekipleşmelerin/lobilerin tarafı olmak değil, teorik/pratik her sorunu tartışabilmek, demokrasinin içselleştirildiği hoşgörülü bir ortamda dostça, arkadaşça, yoldaşça konuşabilmek, konuşma ortamı yaratabilmekti. 2020 yılından bu yana Mersin’de Ayaş Söyleşileri olarak yaptığımız toplantıları, yerel aktörlerinde konuşmacı olarak davet edildiği, maddi ve fikri desteğinde olduğu daha sürdürülebilir bir organizasyon komitesi oluşturarak, MEFİS (Mersin Fikir Söyleşileri) olarak güncelledik. 
 

bottom of page